Epica – Cry for the Moon
Sağduyunu dinle
Saklanamazsın sonsuza dek
Bir masalın ardında
Ancak ve ancak tüm gerçeği ortaya çıkarabilirsek
İfşa edebiliriz bu siperin içini sonsuza dek
Sağduyunu dinle
Saklanamazsın sonsuza dek
Bir masalın ardında
Ancak ve ancak tüm gerçeği ortaya çıkarabilirsek
İfşa edebiliriz bu siperin içini sonsuza dek
Eski dostum karanlık, merhaba
Geldim yine seninle konuşmaya
Çünkü sürünerek gelen bir görüntü
Tohumlarını bırakmış ben uyurken
Ve beynime çakılan o görüntü
Duruyor hâlâ
Sessizliğin sesinde
Çürüklerin ve yalnızların arasında yerim
Dilencilerle ve keşlerle buyur ederim
Suçlamaların hedefindeki bir hayatın acısını
Suçlanıyor çağımızın acımasız adaletsizliğiyle uzlaşmayan dışlanmışlar
Ve kuzuların kovaladığı kurtlar
Sürükleniyorum sularda
Karadan çok uzakta
Dolaşıyorum hatıralarımda
Çalışırken anlamaya
Bir rivayet dolaşıyor havada
Her yanı sarıyor paranoya
Bir duvar örecekmişsiniz
Sınırı çizmek için
Alman gitarist Axel Rudi Pell’in gerçek bir hikâyeden esinlenerek yazdığı “Gone With The Wind”, tren istasyonunda sahibinin işten dönmesini bekleyen bir köpeğin öyküsü. Ancak köpeğin sahibi işyerinde ölmüştür ve köpek, asla dönmeyecek sahibini bir yıl boyunca istasyonda bekler.
Sentenced tarihinin son konserini “Bu grubun yazdığı ve sonsuza dek yazacağı son şarkıyla ayrılıyoruz aranızdan.” sözleriyle bitirdi Ville Laihiala. Grubun en son yazdığı ve sonsuza dek dağılmadan önce çaldığı o son şarkı “End of the Road”du.
Big Big Train’in kurucusu ve basçısı Gregory Spawton, “Lanterna”nın öyküsünü şöyle anlatıyor: “Bu şarkı, İtalya tatilimdeki beklenmedik bir yolculuk sırasında ortaya çıktı. Milano’daki tatilim bitmişti ve eve dönmek üzere havalimanına gitmiştim. Ancak Milano’dan bineceğim uçak kötü hava koşulları yüzünden Venedik’e inmek zorunda kalmıştı. Bir iki gün havalimanında oyalanmak yerine uçuş tarihimizi değiştirip Cenova’ya gitmeye karar verdik. Şehri keşfederken Lanterna di Genova adında, çok güzel bir deniz fenerinin yanından geçtik. Lanterna 16. yüzyılda inşa edilmişti ama bu bölgede 1128 yılından beri deniz fenerlerinin olduğunu öğrendik. Denizleri keşfetmeyi kolaylaştırmak ve denizcilerin güvenle yurtlarına dönmesini sağlamak için insanların bu kocaman ışık kulelerini inşa etmesi fikri çok hoşuma gitti.”